OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK
Siz mi onu kontrol ediyorsunuz, yoksa o mu sizi?
Obsesif kompulsif bozukluk toplumda yaygın olarak görülmektedir. Fakat çoğu insan bu konuda terapiste gitmeyi erteler ya da gerek görmez, ta ki gündelik hayatının çok büyük bir bölümünü takıntıların (obsesyonların) verdiği rahatsızlığı gidermek için harcadığını fark edene kadar. Hatta bazen fark etse bile gitmek istemez. Bu noktada birlikte yaşadığı insanlar ailesi ya da sosyal hayatındaki insanların zorlamasıyla terapiste gidebilir.
Aklımıza gelen rahatsız edici düşünce, duygu, istek ve hayallere obsesyon; bu zorlayıcı ve tekrarlayan düşüncelerin verdiği rahatsızlıktan kurtulmak için yaptığımız davranışlara ise kompulsiyon denir. Toplumda çoğunlukla kirlenme bulaşma obsesyonu bilinir. Fakat Obsessif Kompulsif Bozukluk, değişik alt tiplere sahiptir. Mesela kontrol etme obsesyonu, yapmakta olduğu bir işle ilgili hatalı veya eksik bir şey yapmaktan korktuğu için sürekli bir şekilde kontrol eder. Bazen o kadar çok kontrol eder ki, işleri yetiştiremez hale gelir. Toplayıcı-biriktiriciler de yine Okb‘nin bir alt tiplerindendir. Eski ve yıpranmış eşyaları atmak onlar için çok zordur. Hep ileride bir şekilde ihtiyaç duyacaklarını düşündükleri için eşyaları atamazlar. Düzenleyiciler, çevrelerindeki nesnelerin her zaman belirli bir düzende tertipte olmasını isterler. Tekrarlayıcılar, rahatsız edici düşünce akıllarına geldiklerinde ritüel şeklinde belirli hareketleri ya da sözleri tekrarlayabilirler. Başka bir tür de ise rahatsız edici düşüncelere karşı sürekli kendi iç dünyasında düşünme ya da bu düşünmeye karşı kafasının içinde bir tartışma halinde olmaktır. Bu kadar çeşitlilik gösteren bir bozukluğun sebeplerine gelince bilimsel araştırmalar hem biyolojik hem de sosyal çevre etkisinin olduğunu söylemektedir.
Okb’li bireylere baktığımızda çoğunlukla abartılı sorumluluk duygusu, yüksek ahlaki standartlar, katı kuralcılık, hata yapma korkusu, mükemmeliyetçilik sık görülen özelliklerdir. Eleştirel ebeveynler tarafından büyütülmüş olmak da yine yaygın görülür.
Obsesif Kompulsif Bozukluk’ta tedavi için farklı seçenekler mevcuttur. İlaç tedavisi, psikoterapi ya da her ikisini birlikte alınabilir. Psikoterapi de çoğunlukla Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünden yararlanırız. Okb’den muzdarip olanlarda çok sık görülen bir mücadele biçimi takıntılarla yani rahatsızlık veren düşüncelerle savaşmaktır. Yani bu düşünceleri bastırmaya, onlara direnmeye çalışırlar. Fakat bu aslında kişinin kendi iç dünyasında bir kısır döngüye girmesine neden olur. Çözüm yolu ise aslında bunun tam tersidir. Bir diğer önemli nokta ise Okb’de düşünce eylem kaynaşmasıdır. Kişi düşüncesi eyleme geçmemesine rağmen düşündüğü şey sebebiyle kendini suçlar. Fakat bizler düşündüklerimiz sebebiyle değil, yaptıklarımız yani eylemlerimiz üzerine bedel öderiz.
Psikoterapide temelde Bilişsel Davranışçı Terapi ve buna ek farklı teknik ve yöntemlerle kişinin bu takıntılardan dolayı hissettiği rahatsızlığı azaltırız. Bu rahatsızlık azalınca otomatik olarak kompulsiyonlarda azalır ve aynı oranda hayat kalitesi artar. Sonuç olarak Okb sağlıklı ve güçlü bir terapötik ilişki ile aşılabilir bir sorundur.
Uzman Psikolog Evrim Dursun